5 Şubat 2014 Çarşamba


her şey başka türlü olabilirdi halbuki...

Sevda Sürgünleri, büyük bir gazetenin Yazı İşleri’nde başlayan ve intiharın kıyısına doğru yavaşlayan tuhaf bir aşkı anlatıyor. Bir ay kadar süren sürmeyen, aslında bir türlü başlayamasa da mükemmel bir şekilde bitmeyi başaran bir aşk bu. O kadar kitap okumak, o kadar film izlemek, bu konularda işin teorisini yapacak kadar kafa patlatmak hiçbir işe yaramıyor çünkü. Zaten edebiyatın, bilimin, felsefenin kime ne faydası dokunmuş ki bugüne kadar?

“güzelliği ve gülümsemesi yetmiyormuş gibi bir de edebiyattan anlıyordu, derinlikli metinler ve şiirler yazıyordu.

hiç değilse inkâr etmiyordu edebiyatın varlığını.

oysa bu kez inkâr eden ben olacaktım ve en masum hakikatlerin bile kanla yazıldığı bereketli topraklarda yapayalnız kalacaktım.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder