15 Şubat 2013 Cuma


Necmettin Erbakan’ın Başbakan, Tansu Çiller’in Başbakan Yardımcısı olduğu 1997 yılının 28 Şubat’ında gerçekleşen Milli Güvenlik Kurulu toplantısının yankıları, 2013 Türkiyesi’nde de hâlâ sürmekte. Kimilerince “şeriat tehlikesi”ne karşı TSK ve MGK’nın anayasal haklarının kullanımı, kimilerince de “postmodern darbe” olarak nitelenen 28 Şubat kararları, başlangıcından bugüne raporlar, soruşturmalar, davalar, gözaltılar ve tutuklamalarla birlikte anılmaya devam ediyor. 
Araştırmacı-gazeteci ve yazar Saygı Öztürk, tümüyle belgelere dayandırdığı bu son çalışmasında, dönemin ünlü aktörlerinin polis, savcılık ve komisyon ifadelerine yer veriyor, 16 yıllık bir sürecin tüm ayrıntılarını gözler önüne seriyor. Elinizdeki kitap, yalnızca günümüzün “28 Şubat Operasyonu”nu değil, “Ergenekon” ve “Balyoz” davalarını ve Türkiye’de ne olup bittiğini daha iyi anlamak için de eşsiz bir başvuru kaynağı niteliğinde. 
Tansu Çiller’den Çevik Bir’e, İsmail Hakkı Karadayı’dan Meral Akşener’e, Vural Savaş’tan Adil Serdar Saçan’a, Bülent Orakoğlu’ndan Engin Alan’a kadar tüm aktörler, 28 Şubat’ı anlatıyor.

Refahyol dönemindeki birtakım uygulamalar -Başbakan Erbakan’ın ilk yurtdışı seyahatlerini Müslüman ülkelere yapması, Başbakanlık Konutu’nda din adamlarına iftar yemeği verilmesi, Kudüs Gecesi, 
bazı Refah Partili milletvekillerinin ya da başbakanın söylemleri- 
hem askeri hem toplumun bir kesimini kaygılandırdı. 

Sincan’da yürüyen tanklar, rejimi vesayet altında tutan anlayışın demokrasiye “ince” ayarıydı. Genelkurmay, irtica tehlikesini, 
PKK gibi öncelikli tehdit olarak değerlendirdi ve Refahyol’u 
hedef alan brifingler düzenledi. Gazeteler “Bu defa işi silahsız kuvvetler halletsin”, “Ordudan son ihtar”, “Gerekirse silah bile kullanırız” manşetleriyle çıktı. 

MİT’in altyapısını hazırladığı 28 Şubat 1997 tarihli MGK toplantısı, hükümet için sonun başlangıcı oldu. 28 Şubat Kararları’nın takibi amacıyla, Genelkurmay bünyesinde Batı Çalışma Grubu kuruldu. Herkes fişlendi; eylem planları devreye girdi. Başbakan Necmettin Erbakan 28 Şubat Kararları’na imza attıktan üç ay sonra istifa etmek zorunda kaldı. Refahyol hükümeti devrildi. 

Usta gazeteci Nazlı Ilıcak, “Amacım, 28 Şubat sürecinde yaşananlar hakkında bilgi vermenin yanı sıra, medyanın tavrını da gözler önüne sermek. Bu kitap, genç nesiller ders alsın, demokrasilerde er geç halkın iradesinin galebe çaldığını görsün diye yazıldı” diyor. 

Demokrasiye İnce Ayar, 28 Şubat sürecini öncesi ve sonrasıyla ele alıyor. Özellikle süreçte medyanın rolü üzerinde duruyor. Dönemin gazete manşetleriyle de zenginleşen kitap, arşiv çalışması niteliği de taşıyor.

Boşanma kararı çocuklara nasıl açıklanır?
Çocuklar, yaşanabilecek çatışmalardan nasıl 
uzak tutulur?
Çocukların boşanma sürecine uyumu 
nasıl sağlanır?
Boşanmanın uzun süreli etkileri nelerdir?
Boşandıktan sonra ebeveynlik sorumlulukları nasıl paylaşılır?

Anne babanın boşanması çocukların gelişimini etkiler, duygusal sağlıkları üzerinde kalıcı izler bırakır. Bu dönemde çocuklar hayatlarının bir daha eskisi gibi olamayacağını, artık sevilmeyeceklerini hissederler. En önemlisi de boşanmaya kendilerinin sebep olduklarını düşünürler. Anne babalar bu olumsuz durumları değiştirebilir ve çocuklarının geleceklerini şekillendirebilirler. Buradaki can alıcı nokta, çocukların dirayetini artıran, mutlu bir hayat sürmelerini sağlayan ve duygusal zekâ içeren ebeveynlik uygulamalarıdır. JoAnne Pedro-Carroll otuz yılı aşkın deneyimini ve boşanmayla ilgili en son araştırmalara dayanan tavsiyelerini anne babalarla paylaşıyor ve “Önce çocuklar” diyor.