25 Ekim 2011 Salı

Karşı kıyının ışıkları gözümde birikir, taşar yaş olur. İstanbul’u ıslatırım, bir de seni. Olduğun yerde ve anda yağarım üstüne üstüne. Yaşlarım sesim olur hiç duymadığın kadar. Korunağımı yıktığımda arkasında olanı görmeye dayanabilir misin? Ancak sustuğunda dinerim. Bak işte bu benim. Sen beni böyle bilir misin? Başını eğer, susarsın. Sırılsıklam susarsınız İstanbul’la. Suskunluğun sesim olur.


Başka Dillerin Şarkısı’nda bazen rüzgârın, vapurun, martıların sesini duyacak, İstanbul’u başka bir makamdan dinleyeceksiniz. Uzak diyarlardakilerin özlemleri, çayın demine karışacak. En sıradan hayatların ortasındaki karar anlarına, yalnızlıklara eşlik edeceksiniz. Suskun kalan şarkıları bir ağızdan söyleyeceksiniz.


Karin Karakaşlı’nın 1998’de Yaşar Nabi Nayır Ödülü’nü alan ve Varlık Yayınları tarafından 1999’da yayımlanan ilk öykü kitabı bir kez daha bizimle.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder