7 Mart 2011 Pazartesi

Her şey, sessizliğin koynundan f›rlam›ş gibi duran bir gecede başlar. “Felaketlerin Gecesi”dir bu. Her şey o gecede olup bitmiş, şehir bilinen yüzünü koyu bir huzursuzlukla değiştirmiştir. “Başar›s›z gazeteci” Ela, yabanc›s› olduğu bir dünyan›n insanlar›n› “gazeteciliğe s›ğmayan tuhaf bir sezgiyle” o gecenin içinden bulup ç›kar›r. Meryem ve Cihangir’le, onlar›n s›r yüklü bir cinayetin içinde örtülü kalm›ş aşk-nefret hikâyesiyle tesadüfen tan›şt›ğ›nda ise, onun için yeni bir yaşam başlar.

Sonras› kalemin hükmündedir art›k. Ela, bir yandan Meryem’le ilgili bir yaz› dizisi haz›rlarken, öte yandan karşı koyamad›ğ› bir tutkuyla onun roman›n› yazmaya başlar. Ancak Meryem’in yazg›s›na, bu yazg›n›n birbirinden çok farkl› yüzlerine esir düşerek çaresiz kalacakt›r.

Meryem’in yaz›lmaya değer hikâyelerinin sonsuzluğunda kaybolan Ela’n›n tutunacağ› tek şey kendi yaşam›n›n s›n›rlar›d›r.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder